4 Mart 2008 Salı

CANLANAN ÇAMUR


Yandaki çizimin bilimsel ismi "Bathybus Haeckelii" yani "Haeckel çamuru." Evrim teorisinin ateşli bir savunucusu olan Ernst Haeckel, bir araştırma gemisi tarafından okyanus dibinden çıkartılan bu karışımı mikroskop altında incelemiş ve bunun canlıya dönüşen cansız bir madde olduğunu iddia etmişti. Haeckel ve onun çağdaşı olan Darwin, canlılığı cansızlıktan kolaylıkla oluşabilecek basit bir yapıda zannediyorlardı. Oysa 20.yy bilimi, canlılığın asla cansızlıktan oluşamayacağını gösterdi.


SPONTANE JENERASYON : ORTAÇAĞ HURAFESİ Ortaçağ'da insanların inandığı hurafelerden biri, cansız maddelerin kendiliğinden hayat oluşturduğu inancıydı. Örneğin kurbağa ve balıkların, nehir yataklarındaki çamurlardan kendi kendilerine oluştukları sanılıyordu. Spontane jenerasyon olarak bilinen bu varsayımın bir hurafe olduğu ortaya çıktı. Ancak bir zaman sonra aynı inanç, biraz farklı bir senaryoyla da olsa, "evrim teorisi" adıyla yeniden gündeme geldi.

Pasteur'ün ardından evrimciler yine de ilk canlı hücrenin tesadüfen oluştuğu iddiasını sürdürmüşlerdir. Ama 20. yüzyıl boyunca yürütülen tüm deney ve araştırmalar hep başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Canlı hücresinin "tesadüfen" oluşması bir yana, dünyanın en gelişmiş laboratuvarlarında bilinçli olarak üretilmesi bile mümkün olmamıştır.

Dolayısıyla ilk canlı organizmanın nasıl ortaya çıktığı sorusu, evrim iddiasını henüz ilk aşamada çıkmaza sokmaktadır. Evrim teorisinin moleküler düzeydeki ünlü savunucularından Prof. Jeffrey Bada şu itirafı yapar:
'Bugün, 20. yüzyılı geride bırakırken, hala, 20. yüzyıla girdiğimizde sahip olduğumuz en büyük çözülmemiş problemle karşı karşıyayız: Hayat yeryüzünde nasıl başladı?"3

"Hayat hayattan gelir" kanunu, evrim teorisini geç ersiz kılarken, dünya üzerindeki ilk canlılığın yine hayattan geldiğini göstermekte, yani Allah tarafından yaratıldığını ispatlamaktadır. Cansız maddeye hayat verebilecek olan, sadece O'dur. Kuran’da bildirildiği gibi, "O ölüden diriyi çıkarır ve diriden ölüyü çıkarır." (Rum Suresi, 19)

"KİMYASAL EVRİM " EFSANESİ


Ünlü evrimci Alexander Oparin, 20. yüzyılın başlarında "kimyasal evrim" kavramını ortaya attı. Bu kavram, ilk canlı hücrenin ilkel dünya ortamında gerçekleşen bir takım kimyasal reaksiyonlarla tesadüfen oluştuğu anlamına geliyordu. Ancak Oparin dahil hiçbir evrimci bu "kimyasal evrim" iddiasını destekleyecek bir bulgu ortaya koyamadı. Aksine, 20. yüzyılda yapılan her yeni keşif, canlılığın kesinlikle rastlantılarla oluşamayacak kadar kompleks olduğunu gösterdi. Ünlü evrimci Leslie Orgel, bu konuda şu itirafı yapar: "(DNA, RNA ve proteinlerin yapısı incelendiğinde) insan, yaşamın kimyasal yollarla ortaya çıkmasının asla mümkün olmadığı sonucuna varmak zorunda kalmaktadır." 4

Hiç yorum yok: